İstanbul’da bir Kulüp

Hafta sonundan beri Kulüp dizisi yeni bölümleri izliyoruz. Dizi de hamile kalan Raşel Begümün çok ilgisini çekti, defalarca seyrettik.
Gerilimli bir sahne akabinde giren jenerikte Kulüp başlangıcı ile birden yakalayıveriyor. Son zamanlarda seyrettiğim diziler arasında favorim kesinlikle.
Hikayesi, oyunculuğu sahneler, şarkılar, kostümler günlük hayat gailelerinden bir gedik yaratıp başka bir zamana götürüyor. 6-7 Eylül hikayelerini olaylarını bizatihi yaşayan 2 kişiden dinlemiştim komşularını nasıl koruduklarını anlatanlardı. Varlık vergisi ve yaşananların detaylarını yeri yeni öğreniyorum. Öğrendikçe ve seyrettikçe karışık duygulardayım. Bir tarafım neden oldu bunlar diyor, bir tarafım bitmez çelişkiler bu coğrafyada diyor. Ve dizide anlatılan bu hikayelere sarmalanmış aşk, öfke, aidiyet, özlemle dolu insanlar, onların yaşadığı katman katman duygular, kısa net ve içten konuşmalar, şu görüntü dolu modern çağda eksikliğini hissettiğim sahneler.
Haberleri seyrederken, adeta sıraya girmiş ekonomi ve şiddet haberlerinden ne kadar bunaldığımı, gerçek insan hikayelerini samimiyetle dile getirilişini ne kadar özlediğimi hissettirdi.
Bir de şarkılar, sahne, renkli hayatlar, hem de pandemi döneminde kendimize kapandıkça hayatımızdan neşenin ne kadar uzaklaştığını hatırlatıyor.
Oyuncuların hepsine hepsine bayıldım, Gökçe Bahadır, Fırat Tanış, Salih Bademci şapka çıkarıyorum oyunculuklarına ,Metin Akdülger, Asude Kalebek, Suzan Kardeş… kafamda bir tek Barış Arduç oturmadı, belki rolüne ısınamadım, ama başrollerdeki oyuncularda yan rollerdekiler hepsi dört dörtlük performans ile uluslararası nitelikte. Sahneler, kıyafetler, dekoru ile İstanbul’un bambaşka sırlarını anlatıyor.
Farkettiğim başka bir şey, bu şehrin bazı insanları kayboldu, bittiler, gittiler. Halbuki bu kültürün en lezzetli yerini verenlerdi.İstanbul’un hızla değişen havası, şehrin o tarihi dokusu, duvarlarının, caddelerinin yaşadıkları, o caddeleri dolduran insanların kattığı kültür hani nerede;yok. Rafine yaşamlar kuytularda ve belki hatıralarda kaldı.
Gidip galata civarında bir eski binanın duvarına sarılasım var, anlatsana diyerek. Kalanlar binalar konuşsa da anlatan yok.
Diziden bir şarkı gelsin o zaman, Salih Bademci’inin muhteşem oyuncuğunda canladırdığı Selim Songür’ün damardan özgürlük şarkısı….
Eski dostlar, yeni dostlar
Yanlıştı yolum
Sonu malum heyhat
Yaşadıkça solmuşum

Eski dostlar, yeni dostlar
Tamam beni vurun
Vurulmak değil ayrı düşmek
Esas bana ölüm

Elimde yaralar
Taş üstüne taş ekleme
Ben varım
İncitmeden yorulmadan
Buradayım

Bu serseri bu sefil aktörü
Artık affettin
Zaman geri alınmaz ama
Sözüm söz bu defa

Dağları aşarım
Çöllerden geçerim
Selam olsun henüz ölmedim

Adım adım içimdeki şeytanları bıraktım
Hazırım şimdi
Şafak yakın

Bitirmedim söndürmedim
Bu ateş hep yanar
Aşkın adına alkışlasın
Yıldızlar

Bu serseri bu sefil aktörü
Artık affettim
Zaman geri alınmaz ama
Sözüm söz bu defa